15 Eylül 2012 Cumartesi

7. Gun Notlari...

Aliaga'da gecirdigimiz guzel ve serin aksamdan sonra otelimizde derin bir uyku cekerek 7. gune uyaniyoruz. Kahvaltimizi yapar yapmaz 8.30 gibi yola dusuyoruz. Yolumuz bugun Izmir'e kadar uzaniyor. Canakkale - Izmir asfaltini kullanarak Menemen uzerinden gecip Karsiyaka tarafindan Izmir'e girmeyi planliyoruz. Hesabimiza gore yaklasik olarak 55 km gibi bir yol onumuzde beklemekte.

Yol bekledigimiz gibi sikintisiz bir yol, sanayi bolgelerinden geciyoruz ancak emniyet seritleri yol boyunca bir kamyonu alabilecek kadar genis oldugundan yogun trafik altinda dahi emniyetli bir bicimde yol aliyoruz. Asfaltin da kaliteli olmasindan oturu hizli bir sekilde yol aliyoruz.

Yola cikarken cografyayi cok iyi bilmiyordum, denizden uzaklastigimiz icin yukselecegimizi ve saglam yokuslar tirmanacagimizi dusunuyordum, lakin yorucu bir tirmanisa rastlamiyoruz. Daha cok bir ovadan geciyor gibi geciriyoruz yolculugumuzu.

1 saat 10 dakika sonra 26 km uzakta bulunan Menemen'e variyoruz. Burada bir cay bahcesine gecip keyif cayimizi iciyoruz. Yavru kedi gorunce cildiran ve kedileri de cildirtan biri olarak ben, cay bahcesinde bulunan 4 kediyi (bir de Necati'yi) cildirttiktan sonra tekrar yola cikiyoruz.

Geriye kalan 30 kilometremizi kat ederken Izmir'de yasayan kuzenimle Konak tarafinda bulusmak uzere sozlesiyoruz. Hal boyle olunca Karsiyaka'dan Konak tarafina vapurla ya da bisiklet ile gecme arasinda karar vermemiz gerekti. Izmir'e erken giris yapinca korfezi bisiklet ile gecme kararini aldik.

Resim 1: Izmir'e kuzeyden girerken.
 
Izmir'e girdikten sonra Konak'a kadar anayolu takip ederek gittik. Anayolun arac trafigi bir hayli yogun ve ortalama arac hizi epeyce yuksek olmasina ragmen cok sikinti cekmeden ilerleyebiliyoruz. Acikcasi Istanbul'daki sahil yolunun yogunlugundan sonra cok da bizi rahatsiz etmiyor, lakin yine de seyahatimiz boyunca bu denli yogun trafik gormedigimiz icin ilk basta yadirgiyoruz.
 
Nihayetinde Liman'i ve Alsancak'i gecip konak tarafina variyor ve kuzenim ile bulusuyoruz. Burada bisikletleri birakmak icin bisiklet parki bulmakta zorlaniyoruz. Bu nedenle en yakin acik otoparka gecip pazarlik yapiyoruz ve 5 TL'ye iki bisikleti de aksama dek park ediyoruz.
 
Sekil 2: Alsancak'ta "Leyla ile Mecnun"a gonderme.
 
Ilk yaptigimiz sey susuzlugumuzu ve seker seviyemizi duzenleyecek bir yer ariyoruz. Bu noktada kuzenim mukemmel bir oneride bulunuyor ve "taze meyva suyu icelim" diyor. Buyuk bardakta 2 TL'ye oyle bir meyva suyu kokteyli iciyoruz ki, doyamiyor ve ayni dukkani Istanbul'da da acalim diye is fikirlerini ucusturuyoruz kafamizda. Oyle bir meyvasuyuydu ki ictigimiz, Istanbul'da icmeye kalksak minimum ucreti sanirim 10 TL civari olurdu.
 
Sekil 3: Tadiyla, fiyatiyla inanilmaz meyvasuyu saticisi onunde.
 
Meyvasuyumuzu hizlica tukettikten hemen sonra tarihi Kizlaragasi Hanina geciyoruz. Burasi, Istanbul'daki Kapalicarsi ile Misir Carsisi arasinda bir konsepte sahip. Yalniz biraz daha bakimli, bu haliyle cok begendim kendisini. On tarafinda balik izgara yiyip hanin ust katina cikarak birer kahve iciyoruz. Yedigimiz baligin ve ictigimiz kahvenin kalitesi bir yana dursun, inanilmaz uygun fiyata cikiyoruz handan. Oyle ki, ucumuzun toplam verdigi para ile Istanbul'da birimiz yiyip icemezdik ayni seyleri.
 
Son olarak geri kalan zamanimizda da Alsancak, Kibris Sehitleri Caddesi ve Kordon'u gezerek harcadik. Ertesi gun yola cikma planimiz olmadigi icin gece boyunca rahat rahat gezdik.
 
Aliaga'dan Izmir'e olan yolumuz ile ilgili geri kalan detaylara asagidaki linklerden ulasabilirsiniz.
 
 

2 yorum:

  1. Abi ilk kez resmini koydun o da sırtın dönük Ismail abi pozunda.

    buradan sana "hoooooop" demek istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o fotoğraf da İsmail abinin sezon başında İzmir'e gitmesine gönderme yapmak için çekilmişti.. :)

      Sil