14 Eylül 2012 Cuma

6. Gun Notlari

6. gunumuzu Dikili'den Aliaga'ya gitmek uzere programliyoruz, yol arkadasim Necati ile birlikte. Bu yol yaklasik olarak 54-55 km arasi bir yol, parkur olarak da haritadan baktigimizda yukselti anlaminda pek bizi zorlayacak gibi durmuyor. Biz de yolu iki kisima bolup cikiyoruz, kahvaltimizi yaptiktan hemen sonra.

Daha ilk pedali atmadan goruyoruz ki, arkadasimin arka lastik basinci sifirlanmis. Hic ugrasmadan, dun gormus oldugumuz bir bisikletcinin yanina gidiyoruz. Ilk once, hep yaptigimiz gibi yilmadan, kendisinde ince siboplu 26 inc ince ic lastik bulunup bulunmadigini soruyoruz ve bir kez daha olumsuz yanit aliyoruz. Olsun deyip, basliyoruz ustalasmis oldugumuz yamalama islemine. Goruyoruz ki metal bir tel ic lastigin bir tarafindan girmis, diger tarafindan cikmis. Lastigi dorduncu kez yamalayip yola cikiyoruz boylece.

Yolu iki kisima ayirdigimizi soylemistim. Gunlerden cuma olmasindan oturu cuma namazini da kilabilecegimiz bir yerde mola verip, ardindan gunesin tepeden biraz daha asagiya inmesini bekleyip geri kalan yolu tamamlamayi planliyoruz. Buna gore mola yerimizi Candarli olarak belirliyoruz.

Candarli - Dikili arasindaki yol cok keyifli bir yol. Dikili'den hemen sonra tirmanmaya basladiginiz dik yokuslar 20 dakika icinde kendisini hafif egimlere birakiyor, ardindan da pedal cevirmeden kilometrelerce inis gerceklestiriyorsunuz. Bu guzergahi kullanacak bisikletli arkadaslarin da ayni sekilde keyif alacagini soyleyebilirim. Bu guzergah ayrica cesmeleri ile de zengin bir guzergah, yol boyunca hic su sikintisi cekmiyoruz.

Candarli'ya ilk indigimizde beldenin sakinligi dikkatimizi cekiyor. Ince ve uzun bir burundan olusan Candarli'nin bir tarafi liman ve kordon, diger tarafi ise kum plaj ile cevrili. "Mola vermek icin ne kadar dogru bir yer secmisiz" diyerek seviniyoruz.

Resim 1: Candarli, Esinti Cafe'de dinlenirken.

Cuma namazini kilip, denize girip, karnimizi doyurup saatin 5 civarina gelmesini bekliyoruz. Bu esnada soguk birseyler icip iPhone'dan diziler seyrediyoruz. Vakit geldiginde de toparlanip yola dusuyoruz Necati ile beraber. Acikcasi toparlanma zamani geldiginde icimiz buruluyor ve bir yanimiz Candarli'da kalmak istiyor; zira sakinligi, suyun guzelligi bizi methediyor. "Annemlere anlatmaliyim buralari" diye geciriyorum icimden.

Resim 2: Havanin azicik serinlemesini beklerken.
 
Saat 5'e yaklastiginda artik toparlanip market ihtiyacimizi da karsilayip yola cikiyoruz. Bu esnada ruzgarin hizinin arttigini farkediyoruz. Ancak durumun vahametini yola ciktiktan 15 dakika sonra anliyoruz. Karsimiza almis oldugumuz ruzgar oyle bir kesiyor ki hizimizi duz yolda birinci vitesle gidemez oluyoruz. Yol cok guzel olmasina ragmen ortalama hizimiz 4-5 km/h mertebesine iniyor. Bununla yetinmeyen ruzgar beni bir kere de yolun disina atiyor, neyse ki siyriksiz, hasarsiz kurtariyorum durumu. Acikcasi hemen karsimizda fildir fildir donen ruzgar turbinleri de bu yorede sik sik kuvvetli ruzgar oldugunu bize soyluyor.

Bu guzergahi kullanacak arkadaslara tavsiyem, ruzgarin en az oldugu anda yola ciksinlar. Gunes tepede olsa bile, ruzgarli bir anda surmekten daha iyidir diye dusunuyorum. Zaten Candarli'dan 11 km sonra Izmir - Canakkale Asfaltina cikiliyor, burada ruzgari (varsa) arkaniza aliyorsunuz ve zemin inanilmaz kalitelilesiyor. Biz burada ortalama hizimizi 30 civarina cikartabildik.

Yolun geri kalan kismi sikintisiz ve hizli bir sekilde geciyor ve gun batmadan Aliaga'ya variyoruz. Aliaga, rafinerileri ile meshur bir yer. Uzunca bir sure pansiyon tadinda bir yer arayarak dolasiyoruz ancak nafile. Her tarafi yerlesim yeri ve sanayi bolgesi olan bu ilcede sehir giris ya da cikisinda cadir kurmayacaksaniz bir otelde kalmak durumundasiniz. Lakin genellikle iscilerin tercih ettigi otellerden sehir merkezinde bolca var ve fiyat olarak da pansiyonlari aratmiyorlar. Biz de tercihimizi bu otellerden birinden yana kullaniyoruz ve yerlesiyoruz.

Aliaga'da dikkatimizi ceken bir sey, ilcenin -ozellikle sahilin- bisiklet kullanimina gayet uygun olduguydu. Ozellikle kordonunda bisiklet ile gezmenin hazzi bambaskaydi, belirtmeden gecmek istemedim.

Ve gunun sonuna geliyoruz. Hizli bir aksam yemegi ve kordonda kisa sayilabilecek bir yuruyus turu ile gunu tamamliyoruz. Erkenden yatip dinlenmek gerek, zira ertesi gun Izmir yolu gorunuyor. Zaten yorulmusuz biz de, ruzgar epey yormus bizi ozellikle, milli maci izlerken uyuyakaliyoruz.

Asagidaki linklerde bugunku rota ile ilgili detayli verileri bulabilirsiniz. Yazimin faydali olmasi dilegiyle.

Dikili - Candarli Yolu
Candarli - Aliaga Yolu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder