19 Ekim 2013 Cumartesi

İstanbulpark - Formula 1 pistinde bisiklet deneyimi

Geçtiğimiz pazar günü, 6 Ekim 2013 tarihinde Bisikletliler Derneği yine bir ilke imza atarak muhteşem bir etkinlik düzenledi. İntercity İstanbulPark pistini 4 saatliğine bisikletlilere ayırarak harika bir asfalt üzerinde, araç kaygısı olmaksızın bisiklet sürme ve hız yapma imkanı sundu. "Caddede olmaz, piste gel!" sloganı ile düzenlenen etkinlik tüm bisikletseverler için ücretsiz olarak planlandı.


Şekil: İstanbulPark websayfasında da yayınlanan etkinlik davetiyesi

Böyle bir pistin bisikletliler için ücretsiz kapatılması gayet maliyetli bir şey olduğundan etkinlik pazar sabahı saat 06:00 ile 10:00 arasında planlanmış. Saatler erken görünmesine rağmen, aslına bakılırsa sabah sporuna kalkmış her bir birey için gayet mantıklı saatler. Ancak benim gibi şehrin Avrupa Yakasında oturan insanların bisikleti arabasına yükleyip gelmekten başka pek bir şansları yok.

Ben de öyle yaptım. Bir araç arkası askım olmadığı için geceden tekerlekleri söküp bagaja attım, kadroyu da arka koltuğun üzerine yatırdım. Çok zor olmadı sığdırmak, ancak sırf koltukları kirletme ihtimali olduğundan bir an önce askı almanın gerekli olduğuna karar verdim.

Etkinlik günü hava İstanbul'da, şehir içinde gayet güzel olmasına rağmen, özellikle boğazın Anadolu Yakasında sağanak yağış hakimdi. Açıkçası, sabahın o saatinde sileceklerin de zor yetiştiği o yağmuru görünce bir anlığına, "oğlum, rezil olacağız bu yağmurda oralarda" diye içimden geçirdim kendi kendime. Yalnız kısa sürdü, daha boğazı yeni geçmiştim ki, emniyet şeridinden -muhtemelen- İstanbulPark'a doğru giden bisikletlileri görmeye başladım. "İşte..." dedim, "... ruh bu!"

10 TL'lik otopark parasını verdikten sonra Paddock alanına yakın bir yerde arabayı parkedip bisikletimi monte etmeye başladım. Gördüğüm kadarıyla askısı olmadan bisikletini getirmiş ve monte etmeye çalışan epeyce insan vardı. Tam o sırada Murat abim de gelerek montaj konusunda yardımcı oldu.

Piste girmeden önce, piste çıkan her sürücüden aldıkları gibi, bizlerden de sorumluluk reddi ile alakalı imza aldılar. Yazıya göre, pist üzerinde bir kaza geçirdiğim taktirde sağlığımdan, kullandığım aracın hasarından ve pistte vereceğim zarardan ben sorumlu olacaktım. Herkes gibi imzaladım ben de, ve Murat abiyle paddock alanına girdik.

Fotoğraf: Pit alanından bir görünüm

Açıkçası piste ilk çıktığımızda epey heyecanlanmıştım, lakin hemencecik attım üzerimden o heyecanı. Çok da fazla beklemeden kendimizi pit alanından dışarı attık ve piste çıktık. Televizyondan izlediğimiz virajları donuyorduk artık; tabii çok daha yavaş bir hızda.


Şekil: İstanbulPark 6 Turluk GPS Verisi

Arada birkaç düz çizgi var, elbette ki servis yollarından kaçmadım. Fotoğraf ve video çektiğim, daha doğrusu hareket halindeyken çekmeye çalıştığım esnada GPS verileri bir şekilde kaydedilmemiş, ardından kaydedilen ilk noktaya düz bir çizgi çekilmiş. Durum bundan ibaret.

Video: Start Düzlüğünde Son Sürat (!) ilerlerken kayda aldığım, GPS verilerimin bozulmasına vesile olan video

Sunu açıkça söyleyebilirim ki, İstanbulPark düz bir pist değilmiş, içindeyken ve bisikletliyken bunu çok daha net idrak ediyorsunuz. İki adet sağlam rampa tırmanıyorsunuz, biri ikinci virajdan sonra, diğeri ise 5. virajdan sonra. İkinci tırmanış daha sağlam bir tırmanış. Hatta öyle ki, start düzlüğünü ve tribünleri üstten görüyorsunuz. Tabi takip eden iniş epeyce uzun. O inişte yaklaşık 70 km hiza ulaşabildik. Aşağıda yükselti ve hız eğrimizi görebilirsiniz.

Şekil: İstanbulPark 6 turluk yükselti eğrisi.

Güzel haberi sona sakladım. Bisikletliler Derneği resmi web sayfasında, pistin her ay 4 saatliğine bisikletlilere açılacağını belirtti. Böylesine etkinliklerle inanıyorum ki İstanbul'da bisiklet kullanımı hızlı bir şekilde artacaktır.

Performans verilerimize aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
MapMyRide Etkinlik Kaydı