14 Eylül 2014 Pazar

Antalya Turu Özeti (Alanya - Kaş)

Bildiğiniz üzere Antalya'nın 500 kilometrenin üzerinde sahil kıyısı var ve başlı başına bir haftalık tura yetecek kadar zenginliği bulunmakta. Hal böyle olunca, bir süredir Antalya turu üzerine kafa yoruyorduk ve bu durumu blog'umla ve yakın çevremizle paylaşıyordum. En sonunda 2 arkadaş, Necati Elidüzgün ve ben, eşyalarımızı paketleyip tura çıkmaya karar verdik ve tur tarihini belirledik: 31 Ağustos 2014!

Bu yazı biraz giriş tadında olacak ve her güne ait ayrı bir makale girişi yapacağım.

Antalya'da tur fikri başta çok kolay geliyor; evet 500 km üzerinde katedilmesi gereken bir yol var lakin, özellikle doğu kısmı dümdüz; dolayısıyla kolaylıkla uzun mesafeler katedilebilir gibi geliyor insana. Bununla birlikte batı kısmında Toros dağları artık denizle kavuşuyor ve bol tırmanışlı ve inişli bir  hal almaya başlıyor. Durumun ciddiyetini ise bilgisayarın başında rota çizerken değil, ancak gerçekten tırmanışa geçtiğinizde kavrayabiliyorsunuz. Ancak şahsi kanaatim, buradaki doğal güzelliğin, görece düz fakat uzun yollar kat edebildiğiniz bölümdeki doğal yapıdan açık ara önde olduğu, yani yolun bu kısmının daha keyifli yönündedir. Fotoğrafları görünce bana hak vereceksiniz.

Evet, artık planladığımız tur hakkında bilgi verelim. Başlıkta da değindiğim üzere turumuz Antalya'nın doğu kısmında bulunan Alanya'dan başlayacak ve Kaş'a kadar sürecek. Aslında hedefimiz başlangıçta Fethiye idi; ancak daha sonra zaman kısıtından dolayı -ki bir haftamız vardı- ve geçtiğimiz yerlerin tadını çıkarma isteğinden ötürü Kaş'ta turu sona erdirme kararı aldık. Arada bir günlük zaman olmasına rağmen, kendimize dinlenme ve gezinme payı bıraktık. Kısmetse Fethiye tarafını önümüzdeki yıllarda yaparız.

Aşağıda kabaca haritamız bulunmaktadır:


Resim 1: Kaba hatları ile Alanya - Kaş rotamız

Konaklama noktalarımızı da aşağıdaki gibi belirledik:
  • Alanya
  • Side
  • Beldibi
  • Olimpos
  • Finike
  • Kaş
Plana göre ilk gün Alanya'ya inilecek ve Dim Çayı'na çıkılarak o gece orada kalınacaktı. Ardından her gün günün ilk ışıkları ile yola çıkılacak ve öğle vakti bir sonraki durağa varılmış olacaktı. Genel olarak "öğle vakti" konusu dışında hedefimize uygun hareket edebildik. Vakit konusunda da fazla sapmamız olmadı, en geç 16:00 gibi hedeflere varıldı genel olarak.

Barınma işini çadır ile halletmek hoş bir fikir gibi görünse de yanımızda çadır taşıma fikri pek cazip gelmedi, dolayısı ile kalacak yer olarak hep otelleri seçtik. Bu konuda ise Booking.com bize epeyce yardımcı oldu; her gün yolda kahvaltı molası verdiğimizde sisteme giriş yapıp bir sonraki durağımızdaki kalacağımız yeri belirlemeye gayret ettik. Bunun yalnızca bir istisnası oldu: Olimpos!

Daha önceki turda da olduğu gibi, bisikletlerle İstanbul'dan Alanya'ya giderken ve Kaş'tan İstanbul'a dönerken bisikletli yolcuların adeta dostu olan Kamil Koç'u tercih ettik. Yine bizi yanıltmadılar ve her türlü yardımı gösterdiler. Özellikle dönerken otobüsün biçimsiz yapısına rağmen bisikletler sığacak şekilde istediğimiz gibi yerleştirmemize izin verdiler. Bisikletlere dokunmadılar bile. Kendilerine buradan bir kez daha teşekkürler!

Tura çıkmadan önce aklımızdaki bir diğer soru ise "Acaba hava çok sıcak olacak mı?" sorusuydu. Ege'de sıkıntı çekmemiştik, ancak artık Akdeniz kıyısındaydık. Tecrübemize dayanarak söyleyebilirim ki saat 6:00 dan 10:45'e kadar havanın sıcaklığı aklınıza dahi gelmiyor. Yalnızca güneş 11:00'den sonra kendisini hissettirmeye başlıyor; ancak -gölge bulunabildiği zaman- düzenli molalar ile, en azından Eylül başlarında ciddi sıkıntı çekmiyorsunuz. Ancak tırmanış + güneşin hoş bir kombinasyon olmadığını söylememe herhalde pek gerek yok.

Turu bir adet kaza ile tamamladık. O da Antalya şehir merkezinde bir Transporter sürücüsünün zart diye kapısını açmasıyla Necati'nin yere düşmesi ve vücudunda hafif darbeler alması ile sonuçlandı. Çok şükür ciddi bir sıkıntı olmadı, Necati sürebilecek, bisikleti ise gidebilecek durumdaydı; araç sürücüsü ile helalleştik ve kaza yerinden ayrıldık.


Resim 2: Demre'ye giderken

Her günün detaylı yazıları olacağı için daha fazla detaya girmek istemiyorum. Ancak kapanış olarak sanırım "Turun En'leri"ni yazabilirim:

Günlük En uzun yol: 104 km
Kesintisiz En uzun tırmanış: 13,800 m
En uzun pedal çevirme süresi: 5 saat 3 dakika
En yüksek rakım: 645 m
En yüksek hız: 61,3 km/h (Kaş inişi)
En çaresiz an: Çıralı tırmanışı
En çok lastik patlatan: Onur Erden (aynı zamanda ilk lastik patlatan, 0. km'de)

Zaman buldukça her günün detayını yazmaya çalışacağım. Şimdilik görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder