18 Eylül 2014 Perşembe

Alanya - Kaş Turu 1. Gün - Dim Çayı

Alanya Kaş turumuz hakkında genel bilgileri önceki yazımda sizler ile paylaşmıştım. Bu yazıda sizler ile ilk günümüzü paylaşacağım.

Önceki yazıda belirttiğim üzere İstanbul'dan Alanya'ya otobüs ile biraz uzun sayılabilecek bir sürede; yaklaşık 14 saatte gitmiştik, 23:59'da Esenler'den kalkan otobüsümüz 14:20 gibi Alanya otogarına girmişti. Yorgun olduğumuzdan dolayı yol arkadaşım Necati ile turumuzun ilk gününü Alanya civarında dolaşarak yine Alanya'da tamamlayacak şekilde planladık. Aslında bu bir tür "gezinme" olacaktı bizim için; ancak yine de turumuzun bir parçası olduğundan ötürü yazıyorum.

Geceyi Alanya'da geçireceğimizden ötürü bir an önce kalacağımız yere yerleşip yüklerimizin önemli bir kısmını kalacağımız yere bırakarak dolaşmayı tercih ettik. Dolaşmak için gezmeyi planladığımız güzergah Dim Çayı tarafı idi; dolayısı ile kalacağımız yeri o tarafta seçmek fiyat avantajını beraberinde getirecekti. Bu sebeple Alanya'nın doğusuna doğru yöneldik.

1. kilometreyi henüz tamamlamamıştık ki ön lastiğimin patladığını ve jantımın yerle bir olduğunu farkettim. Bu ne şans idi bendeki! Neyse ki elimiz alışmış artık; hızlı bir biçimde yama ile tamir edebildik. Yine de lastiğin hemen patlaması beni korkuttu; gezinin geri kalanı da bu performans ile geçecekse yaklaşık 400 kez lastiğim patlayabilirdi. :) Neyse ki öyle olmadı.

Bu arada yama lafı geçmişken; Dechatlon'dan aldığımız, kendinden yapışkanlı yamalardan kullandık. Daha önce resmen eziyet çekiyormuşuz; hem pratik, hem de daha sağlıklı bir yama yapmış oluyorsunuz. Fiyatı da gayet uygun (şu an 7,5 TL). Üstüne üstlük elinize yapıştırıcı bulaşmıyor ve yapıştırıcının elinize yapıştırdığı yağ ve pislikler ile uğraşmıyorsunuz.


Fotoğraf: BTWIN kendinden yapışkanlı yama

Konuyu dağıtmadan şehir merkezine dönelim: Alanya'nın şehir merkezi bisiklet sürmek için çok uygun. Şehir içerisinde ayrılmış bir bisiklet yolu yok, ancak ana cadde üzerinde bisiklet için ayrılmış yaklaşık 90 cm'lik bir şerit var. Ülkemizin her şehrinde olduğu gibi zaman zaman arabaların bu şerit üzerinde park ettiklerini görebiliyoruz ancak yine de rahat sürdüğümüzü söyleyebiliriz.

Alanya'nın doğusuna geldiğimizde artık gezinin geri kalanında olacağı gibi telefonumuzdan booking.com'u açıp otel arayışına girdik ve uygun bir otel bulup yerleştik. Bu portal üzerinden bulduğumuz fiyatlar genelde sorarak bulduğumuz fiyatların yarısı dolaylarındaydı.

Yükleri bıraktıktan hemen sonra otelden ayrılıp Dim Çayı boyunca tırmanmaya başladık. Tırmanma dediysem lafın gelişi tabi, teoride tırmanma kendisi; gezinin son günlerinde yaptığımız tırmanmaların yanında bayır aşağı gibi kalır kendileri.

Şekil 1: Harita ve Hız-Eğim grafiği


Çay boyunca bir sürü kahvaltı ve yemek yiyebileceğiniz; çay içebileceğiniz tesis var. Daha önceden de ziyaret ettiğimiz bir mekana kadar gidiyor ve çayın üzerinde kurulmuş platformlarda yemeğimizi yiyoruz. Açıkçası kurt gibi de acıktığımızı fark ediyoruz.


Fotoğraf: Dim Çayı üzerine kurulan platformlarda suyun sesi ile dinlenmek çok keyifliydi


Fotoğraf: Birazcık ıslandığımız bir köprüden geçmeden hemen önce, tabii ki bisikletlerimizle


Fotoğraf: Canım bisikletim, beni üstünde taşıyanım, Whsitle Yuma

Karnımızı doyurduktan, keyif çayımızı içtikten ve iyice dinlendikten sonra tekrar bisiklete atlıyor ve Alanya'ya doğru geri dönüyoruz. Yarın uzun bir gün olacak ve bizim dinlenmemiz lazım. Tırmandığımız güzergahtan geri iniyor ve market alışverişimizi yapıyoruz. Tam da bu sırada güneş batıyor ve gün batımını sahilde izleyerek öyle otelimize çekiliyoruz.


Fotoğraf: Alanya'da günbatımı

Günün özetine baktığımızda tahmin edebileceğiniz üzere az kilometre yapabildik, günü yaklaşık 17 km ile tamamladık. Bir de patlayan lastiğimiz oldu tabi. En fazla rakım ise 20 m oldu. Bu haliyle en fazla "turcuk" olabildi. :)

2. Güne ait yazımda görüşmek dileğiyle, şimdilik hoşça kalın. 
MapMyRide kayıtlarımız:






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder