17 Aralık 2012 Pazartesi

İstanbul'daki Bisiklet Yolları

Bisiklet yolları, şehirler ve metropoller için adeta bir gelişmişlik göstergesidir. Yurtdışındaki gelişmiş ülkelerin şehirlerine baktığımızda hemen hepsinde hem bisiklet kültürünün oluşmuş olduğunu ve kullanım oranlarının yüksek olduğunu, hem de şehir belediyelerinin bu bisikletler için yatırım yapmış olduğunu görmekteyiz.


Şekil 1: Poznan'da bir bisiklet yolu

Geçtiğimiz aylarda İstanbul'da gerek Avrupa'da gerekse Anadolu Yakası'nda sahil boyunca yaya yollarının yanında bisiklet yolları yapılmış, lakin araç sürücülerinin ve yayaların zihninde bir bisiklet kültürü oluşmadığı için bu yollar verimli kullanılamamıştı. Araçların bisiklet yollarına park etmeleri, yayaların da yine bu yollarda yürümeleri bisiklet kullanımını tatsız hale getirmeye başlamıştı.

Sorduğunuzda "aaa, burası bisiklet yolu muymuş?" şeklinde aldığınız cevaplar aslında durumu özetler nitelikteydi. Belediye birşeyler yapmak istiyordu, lakin vatandaşların zihninde bisiklet algısı oluşturulmadığından doğru yatırım yapılamıyordu.

Büyükşehir Belediyesi ise sorunu fiziksel olarak ayrılmış yollarda buldu. Zeytinburnu'nda, sahilden gelip, Veliefendi Hipodromu önünden geçip Güngören'e doğru giden yolun sağdaki şeridi araç trafiğine kapatılarak, fiziksel olarak ayrılmış, bisikletliler için de sinyalizasyonu gerçekleştirilmiş bir yol yapıldı.


Şekil 2: Zeytinburnu, bisiklet yolundan bir görünüş

Bu yolun bir benzeri de Anadolu Yakası'nda Bağdat Caddesi'ne yapıldı. Yolun sol tarafındaki tek şerit kapatıldı ve ayraçlarla fiziksel olarak yoldan ayrılarak bisiklet yolu haline getirildi. Bisiklet camiası şaşkınlık ile birlikte çok sevinçliydi bu yatırım sonucunda. 1-2 sene önce hayal gibi görünen; yalnızca Avrupa kentlerine özgü sanılan bisiklet yollarını kendi memleketlerinde görüyor olmak İstanbullu bir bisikletsever için cennette olmak gibi birşeydi. Arkadan gelen fren ve korna sesleri olmaksızın, sırf zevk için sıkıştıran araçlar olmaksızın bisiklet ile seyretmek...


Şekil 3: Bağdat Caddesi, bisiklet yolundan bir görünüş

Gelelim geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylara. Geçtiğimiz hafta, 14 Aralık'ta (cuma günü) her zaman olduğu gibi yol kilitlenmiş, Kadıköy Belediyesinin telefonları trafikte kalan ve mağdur olduğunu iddia eden vatandaşlar tarafından çağrı yağmuruna tutulmuştu. Belediye de zor durumda kalmış ve Büyükşehir'den yolu sökmesi talebinde bulunmuştu. Bu nedenle 24 saat geçmeden kurulu olan ayraçlar sökülmüş, yol tekrardan araç trafiğine açılmıştı.

Bu durum bisikletseverleri bir hayli kızdırdı. Yolun zaten çok önceden yapılmasının gerektiğini, bunun için geç kalındığını, yolu tıkayanın bisiklet yolunun olmadığını, aksine köşebaşlarını durak gibi kullanan dolmuş-taksilerin; yol kenarlarını otopark gibi kullanan şahısların oluşturduğunu söyleyerek Pazar günü bir eylem gerçekleştirdiler. Bu eylemde bisikletleri ve pankartları ile gelen bisikletseverler yolun gezi için değil, ulaşım için kullanıldığını, mağdur olduğunu iddia eden insanların aslında trafiği kendilerinin oluşturduğunu savundular. Ayrıca bu eylemi yol tekrar kuruluncaya kadar her pazar saat 14:00'te tekrarlayacaklarını vurguladılar.



Video 1: Bisikletseverlerin Bağdat Caddesindeki eylemi, NTV canlı yayın

Yolun ilerideki durumu hakkında Büyükşehir Belediyesi tarafından henüz net bir açıklama yapılmadı. Yalnızca bir televizyon programında Kadir Topbaş'a bisiklet yolunun neden kaldırıldığına ilişkin bir soru yöneltildi, Kadir Topbaş ise 1050 km'lik bisiklet yolu planının hazır olduğunu söyledi, ancak bu sorunun cevabı alınamadı. Bir şehir olarak bisiklet kültürü ile tanışmamız için büyük bir fırsattı, ancak bunun olup olmayacağını sanırım zaman gösterecek.


Video 2: Kadir Topbaş'ın canlı yayında bisiklet yolu ile ilgili yorumları, Kanaltürk

Benim kişisel kanaatim, bu yolun hem kurulması, hem de kaldırılması gerçekten yaşanması gereken iki olaydı. Bu sayede taraflar birbirinin farkında olacaklar herşeyden önce. En azından bisikletlilerin kendilerini farkettirdiği bir olay oldu bu.

Büyükşehir'in burada yapması gereken sert durup bundan sonra geri adım atmamaktır. -sanırım bu konudaki en benzer ve net örnek metrobüs yoludur- Bisiklet yolları ile ilgili standartların oluşturulup tüm yolların bu şekilde inşa edilmesini sağlamaktır. Nihayetinde seneye de olsa, 20 sene sonra da olsa bu yollar yaşantımıza girecektir. İnsanların zihinlerinde bisiklet algısı oluştuktan sonra zaten gerisi iplik söküğü gibi gelecektir.

Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder