21 Ağustos 2012 Salı

Garipce Yolculugu

Bugun (20 Agustos 2012) birlikte uzun yola cikmayi planladigim arkadasim, dostum ve gercek anlamda yoldasim Necati ile beraber, annanemlerin ikamet ettigi Sariyer Pazarbasi'ndan Istanbul'un kuzeyinde, karadenizin tam girisinde bulunan (ve ayni zamanda koyumuz diyebilecegim) Garipce Koyune gidip kahvalti yapma karari aldik, ansizin.

Gitmeyenleriniz vardir; Garipce, Rumeli Feneri'ne 2 - 3 km uzaklikta bulunan, eskisi kadar olmamakla birlikte halen kucuk ve dogal kalabilmis, eski bir balikci koyudur. Uzun yillardir gecimini cogunlukla balikcilik ile saglayan bu guzel koy, ozellikle Koc Universitesi'nin Sariyer Kampusu insa edildikten sonra yavas yavas populer olmaya baslamis. Sartlar boyle olmusken yore halki birkac ufak ve mutevazi balik lokantasi da acmis. Gunumuzde ozellikle 3. kopru projesi nedeniyle ismini pek cok kez duydugumuz bu koyde, ozellikle haftasonlari kahvalti etmek ve balik yemek icin onceden rezervasyon yapmaniz gerekmekte.

Her neyse; Necati ile bisikletlerimizin temel kontrollerini yaptiktan sonra koyulduk yola. Iki alternatifimiz vardi rota ile ilgili: ya Rumeli Kavagi uzerinden gececektik, ya da Sariyer'den tirmanip yukari taraftan dolanacaktik. Iki secenekte de surus profili once deniz seviyesinden baslayan dik tirmanisla baslanip, ardindan uzun inise geciliyordu. Secimimizi ilkinden yana yaptik.

Rumeli Kavagi'ni rahat bir sekilde gectikten sonra yolun oldukca zorlayici olan kismina geldik, dayandik. baslangicta az ve cok az yorucu olan yokus biz pedal cevirdikce diklesmeye baslamisti ve egimi bir turlu azalmak bilmiyordu.Arazinin yapisi geregi binbir gucluk ile ciktigimiz yokuslari bir cirpida inip efor kaybediyorduk. 10 - 15 dakika sozkonusu egim ile 1. viteste cebellestikten sonra yeterince antremanli olmayan bedenlerimiz sonunda daha da artan egime dayanamadi ve bizi bisikletten inip yurumek zorunda birakti. Acikcasi bunu beklemiyorduk.

Dik yokustan sonra egimin biraz daha azalmasiyla birlikte tirmanisa bisiklet uzerinde devam ettik. Yolda gordugumuz diger bisikletli arkadaslarla selamlasarak rotamizi tamamladik. Asagida gidis rotamizi gorebilirsiniz. Buraya tiklayarak da rotanin detaylarina erisebilirsiniz.


Kivircik Ali'nin yerinde tam bir karadeniz kahvaltisi yaptiktan ve caylarimizi son damlalarina kadar yudumladiktan sonra, ogle sicagina kalmamak ve eve gelecek misafirlerimize yetisebilmek amaciyla geri donus yoluna koyulduk. Yalniz tabii ki Garipce'ye ilk defa gelmis olan Necati'ye koyu tanitmadan donmek olmazdi; kisa bir turdan sonra donus yolculugumuza basladik.



Donus yolculugumuz gidisimize gore daha kolay gecti, ayni yuksekligi daha uzun mesafede tirmandigimiz icin sorunsuz -ve tabii ki daha hizli- bir sekilde tamamladik. Bu sefer, giderken kullandigimiz Rumeli Kavagi yolunu degil de Sariyer yolunu kullanmayi tercih ettik, iyi de etmisiz. Ozellikle son kisimdaki inis bolumu tek kelimeyle mukemmeldi, inanilmaz haz aldik. Tamamladik dedim ama; yolun ortasinda verdigimiz 'Bogurtlen' molasina deginmeliyim. Olur da Garipce ya da Rumeli Fenerine yolunuz duserse mosmor olmus ve bolgenin olmazsa olmazlarindan olan ve yol kenarlarinda bolca bulunan bogurtlenleri denemeden gecmeyin. Yolun donus kismi ile ilgili olan rota asagidadir. Donus rotasi ile ilgili detaylara ise buraya tiklayarak ulasabilirsiniz.

Netice itibariyle, gun icerisinde 24 kilometrelik zorlu ancak bir o kadar keyifli olan bir parkuru tamamlamis olduk. Oyle ki; tekrar tekrar deneyecegim bir parkur olacaktir kendisi.


Yarin da bisikletlerimizle birlikte Bakirkoy'e geri donecegiz, bir 42 - 43 kilometre daha bizi bekler. Bizi takip ediniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder