21 Mayıs 2014 Çarşamba

Avrasya Bisiklet Gezisi 4 Mayısta Gerçekleşti

Geçtiğimiz günlerde, rotası  Boğaziçi Köprüsünden geçen Avrasya Bisiklet Gezisinin gerçekleştirileceğini yine bu blogda (link) yazmıştım. Bu yazıda ise genel hatlarıyla gezinin nasıl geçtiğini paylaşacağım.

Etkinlikten bir hafta kadar önce internet üzerinden kayıt olduktan sonra bize verilen göğüs numaralarımızı ve tişörtlerimizi teslim almak üzere Spor AŞ Genel Müdürlüğüne gittik. Başlangıçta Fatih'e kadar gitme zorunluluğuna anlam veremezken ulaşımın epeyce kolay olduğunu gördüğümde tüm eleştirilerimi geri aldım. Metrodan çıktıktan 1-2 dakika içerisinde Spor AŞ Genel Müdürlüğüne girmiş ve işimi de 3-4 dakikada halletmiş bulunmaktaydım. Ama şu konudaki eleştirimde ısrar edebilirim sanırım: bisiklet sürerken giyeceğimiz kıyafetin %100 pamuklu değil de teri dışarı atabilen üretilmiş olmasını tercih ederdim. -Bu sayede daha ucuz olabilirdi üstelik- Sırf bu sebepten yarış günü başka birşey giymiştim.

Bilindiği üzere, aynı tarihte Cumurbaşkanlığı Bisiklet Turu'nun İstanbul etabı da bulunmaktaydı; zaten söz konusu etkinlik de hazır yollar kapatılmışken düzenlenmiş bir etkinlikti. Yolların kapatılması aslında gezi başlangıcına ulaşım için bir dezavantajmış gibi görünebiliyor ilk bakışta, lakin gitmeye çalışan  -ve gözüne 18 km'lik yolu kestiren- çoğu insan başlangıç noktasına bisikletleriyle geldi. Yolların kapalı oluşu özellikle avantajımıza dönüşmüştü, zira sahil yolunda, kapalı yolda sol şeritte gayet rahat bir sürüş gerçekleştirdik.

Start noktamız Yıldız'daydı; plan gayet açıktı: Cumhurbaşkanlığı Tur'cuları Yıldızı geçecek ve biz de yola düşecektik. Tam da planlandığı gibi oldu, yarışçılar olabildiğince yüksek hızla o yokuşu geçtiler ve biz de geri kalanlar olarak yola çıkıverdik.



Resim 1: Avrasya Bisiklet Gezisi Rotası

Gezinin en önemli noktalarından birisi tabii ki Boğaz Köprüsünden geçiyor olmamızdı. Arkadaşlarımın aksine, boğaz manzarası eşliğinde bisiklet sürme şerefine ilk defa erişiyordum. Küçüklüğünden beri deniz önünde yetişmiş biri olarak tabii ki manzaraya doyamadım. Tabii ki selfie'ler ve fotoğraf çekmeler kaçınılmazdı. Tüm bunlara karşı yönden geçen araçların destek için çaldığı kornalar ve özellikle araçlardaki küçük çocukların bisikletlilere el sallamaları eşlik ediyordu.

Resim 2: Köprü Üzerinden Bir Görünüm

Resim 3: Köprü Üzerinde Selfieler
Yol boyunca inanılmaz rüzgar vardı; hem Zincirlikuyu inişinde, hem de Uzunçayır inişinde, eğim avantajımıza olmasına rağmen pedal basarak inebildik. Rüzgar direncini en aza indirebilmek için bisikletin üzerine yattığımı, buna karşın yine de sağlam direnç ile karşılaştığımı söyleyebilirim.

Rüzgar yolun sonuna doğru, deniz kenarında olmamızın da etkisi ile gücünü epeyce arttırmıştı. Buna karşın özellikle finishe doğru alkışlayan insan sayısının da artması ve bitiş çizgisinin görülebilir hale gelmesiyle, her performans sporunda olduğu gibi güç kazandık ve hızlıca gezimizi bitirebildik.

Bitiş noktasında bizi dolu bir kumanya karşıladı. Su, sandviç, meyvasuyu ve madalyamızı içeren torbamız bize verildi. O kadar efor üzerine gerçekten verilmesi gereken kumanyanın verildiğini ve bu şekliyle tüm beklentilerimizi karşıladığını söyleyebilirim.

Finish noktamız aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı turunun da bitiş noktasına denk geldiği için dinlenirken Cumhurbaşkanlığı Turu için pedallayan bisikletçileri de yakından görme şansını elde edebildik. O kadar rüzgara karşı o süratlere nasıl ulaştıklarını hayretle izledik açıkçası.

Şekil 4: Finish Çizgisinde Sereserpe Yerlere Yatan Bisikletliler

Son olarak, zorluğuna rağmen gayet verimli ve eğlenceli bir bisiklet turu gerçekleştirildiğini söyleyebilirim. Bu anlamda etkinlikte rol alan tüm paydaşlara, Spor AŞ ve diğer kurumlara teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

Sonraki yazılarda görüşmek üzere.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder